30 Kasım 2011 Çarşamba




Yüreğimde kopan fırtınalardan arda kalan bir gece
Dilimde söylemeye korktuğum kırık dökük bir kaç hece
Ne zaman çözülür bu kısır döngü
Ne zaman biter  içimi kavuran bu  işkence.....aşkgüneşi

28 Kasım 2011 Pazartesi

ÇEKİYORUM ÇEEKKKTİİM...


Leş kokan hayatlarına burunları alışmışken, başkalarının hayatlarını doğruluk,dürüstlük,mükemmellik abidesiymişcesine eleştirenler, arkadaşlığa,dostluğa, sevgiye,aileye işine gelmediğinde mücadele etmeden arkasını dönüp çekip gidebilenler,toplu halde GÜLÜMSEYİN ÇEKİYORUM.

21 Kasım 2011 Pazartesi



Sana dair biriktirdiğim cümleler,
Kimi küfür oldu dilimin ucunda,
Kimi bir martının kanadında,
Kimi denizin dalgalarında.
Hepsi teker teker aklımdan uçup gittiler.

19 Kasım 2011 Cumartesi

Haksızlık Karşısında Susan Dilsiz Şeytandır

haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır












yavrumda yalanıma ortak oldu. babasının son duasını okuyor şimdi.

kara kalemi MİROŞUMLA birlikte açtık, birlikte gömüyoruz yavrumla.





HERKES KONUŞTU HER YERDE HEMDE-

HEPİNİZİ TEK TEK İZLEDİM

VE ŞİMDİ SIRA GELDİ BANA





o değilde haftalardır KARA KARA düşünüyorum, hadi yazıları, şiirleri, edebiyatı falan geçtim, hepsini siktir et bir önemleri yok ama içimizdeki üç şerefsize telefonla ulaşıp bakın size birer çocuğun ismini veriyorum. bu evlatların şu an bot ve eldivene ihtiyaçları var, bu sorumluluk sizin dediğimde aldığım cevap hemen hemen üçünden de "ne demek, emrin olur" ve peşinden bir sürü salyalı övünç sözlüğü şahsıma. fakat gel gelelim o çocuklara botlar gitmemiş, eldivenlerde gitmemiş. Ve o liste bana verilmişti, yani o çocuklara botları verecek kişileri ben bulma sorumluluğu üstlenmiştim. koskoca salonda toplanan tüm çocuklar hediyelerini alırken, o üç yoksul yavrum almamış. ulan siz bana bir kere ağladınız ama ben o boynu bükülen yavrularım yüzünden bin kere öldüm günlerce. bunu benim gibi adam unuturmu hiç. bana bakın varoşta bir laf vardır, yiyemiyeceğin malafatın altına yatma arkadaş diye. o üç ünlü blogcuyu ben biliyorum. halen martaval sıkıyorlar kampanyalarda. zannediyorlarki ben habersizim ve o çocuklar unutur gider. o hediyeleri ben ulaştırdım yavrularıma. dahası özür babında benim canım gülüm ve arkadaşlarının sayesinde birde sınıflarına tepegöz gönderdim. ama sizin varya gelmişinizi ve geçmişinizi. o kış gününü hatırlayanlar o yatılı okulu iyi biliyorsunuz. köylerden, mezralardan toplanan çocuklar gencecik öğretmenlerin elinde ilim irfan öğreniyorlar o devlet okulunda. ve şehirde her gün sayfalarında o üç şerefsiz milyonlarca kere öldürüyorlar yalanlarıyla okurlarını. işte durum bundan bundan ibaret. yoksa beni bilen bilir, bu adam niye çıldırdı demi. aklını peynir ekmeklemi yedi. güven kardeşim güven. yanımda kimler var kimler yok gördüm, duydum, bildim. bakın ben bu dünyayı iyi tanıdığımı sanıyorum. topraktan ellerimi hiç çıkarmadım. ve toprağa yakın olan amacını örtü yapar göçtüğünde üzerine. beni amaçsız bırkmaya çalıştınız. hemde anlamadan, dinlemeden. bilirsiniz asla kıç yalamam, yalamadımda. ama baya meraklı varmış be birader. hadi o zaman durmak yok yola devam edin bakalım.
ammaaaa sizler var ya beni yargısız infaz edenler sizler, başka bir anlamda beni gereğinden fazla berraklaştırıp, çok mutlu ettiniz be. hiç olmazsa ileride başka çocuklarımın boynu bükük kalmayacak sayenizde. şimdi biliyorum hepinizin cibilliyetini. dostumuda, dost görünümlü postluluramıda, öğrenmiş oldum. bir daha tekrarlıyorum uzak durun, ne ölüme, ne direme, defolun gidin lan sayfamdan. kara kalem sayfasını iki gün sonra tamamen bitirecek. bitirmeden istanbul fatih belediye başkan yardımcısı Adnan Bey arkadaşıma iki üniversitli yavrumuz için sağladığı burs için ve aynı devlet okuluna gönderdiği akıllı tahtalar için minnet ve teşekkürlerimi saygılarımla sunarım. Ayrıca ankaradaki nazım kültürde bulunan Cemil önderliğindeki arkadaşlarıma yine üniversiteli üç yavrumuza sağladıkları burslar için sonsuz teşekkürlerimi borç bilirim. Ve benim canım ablam Meral Akdenize, onunda bir kız çocuğumuzu öğretim boyunca masraflarını üstlendiği için sonsuz teşekkür eder, ellerinden öperim.

kitap satmadığı için çıldırmışım, yazıklar olsun hepinize. mamakta maruz kaldığım işkence bile bu kadar yaralamamıştı beni. Adnan bey iyi bilir. ama hayat bu derler ya, boş verdim be. boş verdim. Aslında bu iyi kalpli insanların hiç biri isimlerinin açıklanmasını istemedi ama hani şu martaval sıkan bir çok insan müsvettesine ders olsun. sizin o çok övünüp ahlak edindiğiniz etiğinizi, biz ankaranın çinçin sokaklarında ayakkabı boyacılığı yaparak çocuk yaşta geliştirdik hanım abla, bey abi. bana listeyi veren talebim üzerine şebnemdir, Adnan Beyide tanır, hadi bakalım şimdide onu arayın reziller sürüsü. öyle bir sınandınız ki ve eğer bana söylenenler lafların yarısı sizler için söylenmezse o vicdanlara tükürüm şimdi. ve şimdi aylarca siz konuşulursunuz umarım. eğer birilerinde hala insanlık kaldıysa. İşte buda kara kalemin, hani o çok bilmiş bir arkadaşınızın dediği gibi geride kalan karaltısının insanlık dersi size. buraları bir hiç. insanımıza uzanabildiğiniz kadar siz birisiniz. ben senelerdir bunu anlatmadımmı size. demekki dinlememişsiniz. hadi eyvallah.

ve size yarın akşama kadar süre. eğer halen izler listemdeyseniz üçünüzünde ismini, en az bunun kadar büyük puntolarla buradan afişe edecem. ve bu sayfada içinizde o tarzda oynak varsa hemen defolsun. buranın karasında adam dert içip laf çizer, yoksul yavrularımın isimlerini ben yaşadığım sürece çizdirmem ulan. ben geberdikten sonra ne bok yerseniz yiyin.


























MAMAK





bir zaman sonra tamamen etkisi geçiyor.

hemen hemen her şeyin.

ve öylece kalıyorsun.

hiç bir şey hissetmiyor

hiç bir şeyi anlamaya çalışmıyorsun.

sadece uzun yıllar sonra yürüdüğün kalabalık bir caddenin tamda orta yerinde

biri arkandan sana sesleniyor.

adını inletiyor

o an akıyor kalabalık

sen kayboluyorsun.





hiç bir şey olmamış gibisin

hiç bir şey yaşamamış birisin






ARKADAŞ





Bana resmini çiz sessizliğin

Elleri öpülesi dostlar yarat

Koyu sohbetler yap derin olsun

Sığlıkları yaz bana, uzaktan ıslık çalsın

Karanlığını aydınlat, loş da olsa kabulüm

Işıklarını söndür kentin bir bir, patlasın trafolar

Raylarına bomba koy, uzaklaşmasın sevdalar

Sloganlar at seviyorum ölesiye diye

Zom olurcasına iç bu gece, ana avrat küfret





Tüm bunları yapamıyorsa yüreğin

Otur yanıma yağmurlarımı izle

Tek değilsin inan bu sessizlikte



VAROŞTA ÇOCUK OLMAK




Ağaçların altında döndükçe eteklerimiz

Gülüşüyoruz

İçimizden birisi hepimizden coşkulu

Uçarcasına

Kısa pantolonlar giyiyoruz

Bulutlara uzanıyor ellerimiz

Tutunuyoruz sanki bizimmiş gibi onlar

Ne çok ağlamıştım uyanınca

Çok fena

Çocukluğu bile

Eskitince anlıyoruz

Şimdi an meselesi

Eksik yüzüme dokunanların

O sıradan umursuzlukları





Neden sonra

Ağrısı dinmiş olmalı

Çokca da mahcupluktan





Susuyoruz










SİZİ SİZİN RENKLİ DÜNYANIZLA BIRAKIYORUM,

BİZ BİR TÜRLÜ YAKIŞAMADIK BABA KIZ

BU

ÇOK ÇOK KÜLTÜRLÜ

ÇOK ÇOK AHLAKLI

ELİT ORTAMLARINIZA





ÖZÜR DİLERİZ.

ÖZÜR DİLERİZ

ÖZÜR DİLERİZ

ÖZÜR DİLERİZ

ÖZÜR DİLERİZ





ŞİMDİ BENİM YÜZÜMDEN KENDİ ARKADAŞLARINDAN HAKARET DUYAN,

SİTEM HİSSEDEN CANLARIMA SÖZÜM.

BU YAZIYI OLDUĞU GİBİ BAŞLIĞIYLA EN AZINDAN BİR GÜN SAYFALARINIZDA PAYLAŞIN LÜTFEN.

BANA YAPILAN HAKARETLER İÇİN

SİZE YAPILAN HAKARETLER İÇİN

BUNU YAPIN O TERBİYESİZLERİN SURATINA

BİR ŞAMAR GİBİ












UZAKLAŞMALAR UNUTMAK İÇİN DEĞİLDİR HER ZAMAN

BAZEN BAŞARABİLİRSE İNSAN

ACIDAN KAÇMAK İÇİN UZAKLAŞIR KENDİNDEN





DAHA DERİN

DAHA UZAK KENDİNDEN





KARA KALEM

15 Kasım 2011 Salı

ANLAYANA SİVRİSİNEK SAZ!



“Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez”
“Yürüyüşünde tabii ol Sesini kontrol et.Çünkü seslerin en çirkini herhalde eşeklerin sesidir!” 
Bir kısım gurur vardır ki Allah hoşlanmaz, bir kısmı da var, Allah hoşlanırAllah Teâlâ'nın sevdiği gurur, kişinin savaş sırasında ve sadaka verme esnasında nefsine güvenerek duyduğu gururduAllah'ın buğzedip sevmediği gurur ise, taşkınlık ve övünme sırasında duyduğu gururdur
Yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.
İbnu Ömer radıyallahu anhümâ anlatıyor: "Resülullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: 
"Allah, Kıyamet günü, büyüklenerek elbisesini sürüyenin yüzüne bakmayacaktır
Bir diğer rivayette: "Elbisesini çalımla sürüyene bakmayacaktır" denmiştir

5 Kasım 2011 Cumartesi

BURUK BAYRAMLAR.

Gözü yaşlı,yüreği yanık şehit anaları,eşleri,çocukları,Van da hayata kaldığı yerden devam etmeye çalışan anne babalarını kaybetmiş çocuklar ,evlatlarını enkazda bırakan aileler,evsiz ocaksız kalmış vatandaşlarımız ve  tüm Türkiye hepimize Buruk Bayramlar...